"HEVAL BEN İDEOLOJİK ORUÇ TUTUYORUM"



0 yorum
İllegal Oruç Notları

Türkiye’de Coca Cola’nın resmi sponsorluğu ile başlayan ramazanın Türkler için değişen çok bişisi yok ama Kürtler için siyaset endeksli değişimi çok… Bu yılki orucun da çözüm sürecine denk gelmesi elbette orucun da tutulma şekline yansımaları oldu… “Ne alaka canım?” demeyin. En son bir arkadaşın “Heval ben ideolojik oruç tutuyorum” deyişi ile başlayan tartışma 4. gününe giriyor. Atıf yapılmayan kitap, bahsedilmeyen filozof ve adı geçmeyen din kalmadı ama kimse birbirini ikna etmiş değil. Hele ki ideolojik oruç nedir sorusu tamamen havada asılı duruyor. Çıkan sonuçları siz değerli halkımız ve okuyucularımız ile paylaşacağım.
Ama daha önce paylaşmam gereken şeyler var. Yakın çevrede olup bitenleri müsaadeniz ile aktaram!

**Mahlemizde dikkatimi çeken ilk şey her köşe başında türeyen çiğköfteciler. Acıyı bal eyleyen milletiz mottosunu yanlış anladıklarını düşünüyorum! Amed’te bu yılki çiğköfteci artışı TÜİK verilerine göre %459 civarında. İyi tarafından bakarsak Hüseyin Çelik henüz çıkıp “Diyarbakır kentimizde eskiden her sokak başında eylem vardı, bugün çiğköfte satan mutlu insanlar var. Hepsi barış sürecini destekliyor. Refah ortamının gelmesi ile bu artış sağlandı” demedi. Ama bu gecikme beni endişelendirmiyor değil, umarım iftar sofralarına sinen faizin fazlası zehirlememiştir onu!
Demem o ki çiğköfte artışı grafiğini barış sürecine yormayın! Her köşe için ihale var. Paylaşılıyor. Orucun ilk günü Ofis köşesi için çıkan anlaşmazlıkta îsotlar konuşmuş. En son 8 yaralı haberi gelmişti… Gerçekten yazık! İnsanlık mı bu? Oysa bu sokaklar bu marol ve bu ezme salatalar hepimize yeter. Lawaş ekmeğe girmiyorum bile…

**Tanıdığım tüm Hakkarili arkadaşlar memlekete gitmiş. Yarım saat erken iftara giriliyor diye bunca yol gitmek elbette takdir edilecek bir davranış ama bunun sahuru da var! Unutmayın…

**Oruç ayında pek rağbet görmeyen ciğer, kendini dayatmıyor değil. Sahurun ciğer ile yapılması için kampanyalar başlatılmış durumda. Uyanık girişimcilerin da varlığı göze çarpmıyor değil. Sahurda satışı artırmak için “Kapitalizme karşı özgür sahur hamlesi" şiari ile reklam yapan bir ciğerci iflasın eşiğine geldi. Datlîcîler çıkıp “Hükümet adım at” demedi ama böyle bir hamle de onlardan beklemiyor değiliz. KCK Asayiş’in de şu aralar daha çok çalışması gerektiği kanısındayım…

**İki sokak ötemizde yaşanan dramatik bir mevzu ise 3 gündür dillerde. Romantik bir davulcunun girişimi facia ile sonuçlanmış. Sevdiği kızın binası önünde sürpriz parçalar çalması kesmeyince geçen gece ibreyi biraz yükseltmiş. Tuttuğu bir kemancıyı getirmiş ve kendisi de eşlik ederek hafiften aşk dolu bir yayın yapmış. Ertesi gün kız terk etmiş bunu! Barış görüşmeleri devam ediyor… Umarız kavuşurlar. Kimse küs kalmalarında yana değil. Gönül bu, pideye de konar çiğköfte ye de.

** Balkona çıkıp izledim. Evin önünden geçen davulcu açık açık Koma Berxwedan’dan aldı melodiyi Oremar’a kadar getirdi… Sokağın kalbini kazandı! Gecenin bir yarısında çepık aldı bazı uyanık haldeki yurttaşlardan.

**Henüz “Tomanın suyu ile iftarımızı açmak istiyoruz” dayanışması ortaya çıkmadı. Bu iyi mi kötü mü bilemiyorum. Gecikme de çokça sıcağın etkisi olabilir.

**Bir bakkalımız var evlere şenlik. Adam açıyor dükkanı ama oruç diye bir şey satmıyor. Sigara almaya giden birine "İftara kadar satış yok" demiş. 40 yıllık marketçiyim böyle satış görmedim...

Burhan Kuzu ve Eşek meselesi…

İnsansız Hava Aracı(İHA)’nın kutsayıcısı ve bilumum medet umucusu son anayasa bükücüsü Burhan Kuzu’yu bilirsiniz. Hani “Kürtçe eğitim şeytana uymaktır” diyen zat. Xıyardan sonra bünyesinde en çok su taşıyan canlı olma özelliği ile ontolojik serüvenini devam ettiren arkadaşımız; Çin işi hukuk diplomasi ile profesörlük yapan ve vücudunun asit-baz dengesi değiştiği için saçmalama grafiği her gün artan, en son el atmadığı tek dal olan matematiği de tek celsede “Japonya'nın nüfusu bizim iki katımız toprağı ise yarımız. Bu durumda Türkiye 250 milyon nüfusu besleyecek güçtedir” diyerek bitiren Burhan Kuzu, geçen gün kişisel twitter hesabından şöyle bir şey yazdı: “Akşehir'de ‘en güzel gözlü eşek’ yarışmasında birinci gelen Kadife’nin sahibi İbrahim Arslanı kutluyorum. Savaş ortamından az uzaklaşalım dedim”

Kuzunun savaş ortamından eşeklere sığınarak uzaklaşması elbette anlaşılabilir bir şey. Kimsenin bu konuda bir şüphesi yok. Zaten gözleri güzel eşeklermiş. Oh miss! Kadife arkadaş alınmasın! Kızmasın…

Değerli dost, hoş insan, yaşasa büyük ihtimal Botan hayranı olacağı kesin gözüyle bakılan ünlü filozof Einstein, bir gruba kendi teorisi olan meşhur ‘İzafiyet Teorisini’ izah ediyormuş. Üzerinde çok durulmuş, çok konuşulmuş bu soyut teori için odada bulunanlardan biri: ‘’Benim aklım, mantığım bu teoriyi kabul etmiyor’’ demiş… Bunun üzerine ekmeğe sardığı ciğerleri bir anda yere bırakıp, fondaki şıtla azadî yê parçasını kısıp adamın yüzüne odaklanan Einstein ‘’Olabilir! Sen de aklını mantığını ortaya koy da; var mı yok mu, anlayalım’’ diye karşılık vermiş…

Kuzu postuna bürünmüş insan görünümlü sevgili Burhan’a “Sen de koy bakalım aklını hele barışı anlayabilecek çapta mı değil mi?” diye sorasım var ama güzel gözlü Kadife’ye ayıp etmiş olacağım. Anladın sen onî Burhan

Özgür Gündem
newer post older post