Müşfik Kenter



2 yorum

hep bir yerlere, bir şeylere yetişme telaşındasınız değil mi?

hiç vaktiniz yok, "fast live", "fast food", "fast music", "fast love"...

dikte ettirilen "yükselen değerler", "in" ler, "out" lar...
buna benzer bir odada, şanslıysanız gökyüzünü görebilen bir
pencere ardında bitecek hepsi .
dostluğu klavyelerinde, yaşamı monitörlerinde arayanlar, size
sesleniyorum! hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir gülüşten ya da hangi
program verebilir bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfini?
copy-paste yapabilir misiniz dalgaların sahille buluşmasını?...
içinizi ısıtan gün ışığını gönderebilir misiniz maille arkadaşlarınıza?
sevgiyi tuşlarla mı yazarsınız?
öpüşmek için hangi tuşlara basmak gerekir?...
ya da geri dönüşüm kutusunda saklanabilir mi kaybolan zaman?
doğayı bilgisayarlarına döşeyenler, neden görmezsiniz bahçedeki akasyanın
tomurcuklandığını.
ve ıslak toprak kokusu var mıdır dosyalarınız arasında ?...
koklamak, duymak, dokunmak, yok mu yaşam skalanızda?..
bilgi toplumu oldunuz da, duygu toplumu olmanıza megabaytlarınız mı yetmiyor?

2 yorum:

semaca at: 10 Mart 2012 23:52 dedi ki...

"copy paste yapabilirmisin dalgaların sahili okşamasını" ... ne güzel bir söylem bu... ve yazı kadar gerçek...
mış gibi yapmaya alışmış insanlar olduk... ve oturunca klavyenin başına... herşey yaşanabilir sanma hakkındayız... isyanına katılıyorum... sıcacık bir bakışın.. ilk baharın tatlı soğuk rüzgarının taşıdığı ıslak toprak kokusunun... sevdiğinin bir dokunuşunun yerine ne geçebilirmi... mış gibisiz yaşamların şerefine iyi pazarlar :))

EdebiMevzulaR at: 11 Mart 2012 07:14 dedi ki...

alabilirsin..
bende çok reel buldum yazı, beğenmeni sevindim.
teşekkürler, sanada...

newer post older post