Tom Morello: 'Tek kişilik devrimim ben!'



0 yorum


Eski grubu Rage Against The Machine'le Wall Street'te korsan konser verip borsanın erken kapanmışlığına sebebiyet vermişliği de vardı, sonraki grubu Audioslave'le stadyumlarda çalmışlığı da. Tom Morello, gitarının fişini çekti, The Nightwatchman adıyla akustik, devrim şarkıları söylüyor şimdi


'Tek kişilik devrimim ben!'
The Nightwatchman, önce Rage Against The Machine, ardından Audioslave
gruplarında gitar çalarken tanıdığımız Tom Morello'dan başkası değil. Her iki grupta da inanılmaz pedal takviyeli, gürültülü, sağır edici sesler çıkaran bir adamın, şimdi tek bir akustik gitarla başka bir adla tarzını bu kadar değiştirmesi enteresan. Üstelik ilk kez şarkı da söylüyor. Kabul etmek lazım, o işte de pek mahirmiş meğer.
Tom Morello, The Nightwatchman adını kullandığı ilk solo albümüne 'One Man Revolution' adını vermiş.






Albümle aynı ismi taşıyan şarkıdaysa; "Tek kişiyim ben/ Tek kişi/ Tek kişilik bir devrimim/ Havana'nın caddelerinde/ Sarıldılar bana, öptüler beni/ Playboy Mâlikhanesi'nde/ Listede yoktu adım" diyor.
Tek kişilik devrim olma meselesine gelince... Bireysel kurtuluş fikrine yüz vermeyecek kadar inançlı bir sosyalist kendisi. "Yeniyetmeliğimden bu yana rock gruplarında olduğu kadar her tür politik organizasyonlarda aktif bir insan oldum. Ama insan bazen tek başına hareket ettiğinde kendini daha rahat ve özgür hissediyor, bütün organize durumlardan uzaklaştığında rahatlıyor. Mesela RATM zamanında herhangi bir hayır konserine çıkmaya karar verebilmek için önce grubun bir araya gelip tartışmasını beklemek zorundaydım. Katılmaya karar verdiğimizde de bu fazla masraflı ve gösterişli bir hâl alıyordu. Şimdi bir yerden çağırdıklarında elime gitarı alıp gidiyorum! Tek kişilik devrim dediğim bu... Çok kişisel şarkılar da yazabilirsin, ülkenin köpeklerin önüne atıldığını görüp, gayet burnu havada, kendinden memnun takıla bilir, bilgisayar oyunu oynarsın. Ama Beyaz Saray'da bir savaş suçlusu otururken, buna karşı bir şey yapmazsan, her gece nasıl yatağa girebilirsin ki?" diye açıklıyor durumu.  

Şarkısında devam ediyor: "Kâbuslarımda/ Caddeler alev alev yanıyor/ Rüyalarımda da öyle/ Los Angeles'ın sokaklarında/ Tanırlar beni/ Bilirler adımı." Eğer youtube'ta ararsanız Los Angeles sokaklarında polisin attığı gaz bombasından korunmak için yüzüne bağladığı eşarbıyla tutuklanırken de izleyebilirsiniz kendisini. Los Angeles'ın dünyanın en pahalıları arasına girebilecek otellerinde çalışanların sendikal hakları için yaptıkları gösteri esnasında çekilmiş bu görüntüler. Tutuklanmadan önceki açıklaması ise şöyle: "Onlara destek olduğumuzu göstermek icin buradayız, onların sendikalaşmasına yardım etmek, bu otellerin sahiplerinin kazandığı milyon dolarların yanında fakirlik sınırının altındaki ücretlerini yükseltmek icin buradayiz." 


Albümündeki şarkılar içinse "2007 yılında işçi sınıfı mücadelesine dair
yazılması gereken şarkılar olduğunu düşünüyorum" diyor. "Mesela 'Union' (Sendika) şarkısı": Nereleri daha çok acıyacaksa oraya vur/ Seni besleyen eli ısır/ Birkaç uyarırlar seni/ Sonra gözetim altına filan alırlar/ Ceza da verirler belki/ Ama biliyorum ben nerede durmam gerektiğini/ Grev hattının en önünde benim yerim/ Kendi yaşadıkları dönemde savaşan Joe Hill ve Caesar Chavez gibi..."  





Rage Against The Machine ve Audioslave'in sert ritimli müziğine hayran gençler bu defa akustik gitarla devrim şarkıları söyleyen bir Tom Morello'yu nasıl karşılarlar acaba? 





Daha derin, daha ağır
Woody Guthrie'den Bruce Springsteen'in 'Nebraska' ve 'The Ghost Of Tom Joad'una, ya da Bob Dylan'a, Pete Seeger'a uzanan bir geleneğin takipçisi. "Bu stilin, tarzın" diyor "çok büyük bir hayranıyım. Tek akustik gitarla, üç akorlu bir müzik. Gerçekleri ortaya döken, daha derin ve daha ağır bir müzik..." 

Gitar virtuozu ve virtuoz rock gitaristlerinin hocası Joe Satriani, "Tom Morello'dan bu yana yeni bir yaratıcı gitarist çıkmadı" diyordu.Kendisi onca yıldır halen günde 12 saat gitar çalışmaktan başka konulara zaman ayıramayan tipik bir virtuoz olduğundan, o yaratıcı gitarist Morello'nun bu albümü hakkında dinlediyse ne düşünmüştür bilemiyoruz. Ama bu  siyasi atmosfer bir yandan bunaldığımız günlerde Morello'nun The Nightwatchman adıyla yaptığı albüm yaralı ruhlara ilaç gibi gelebilir. Memleketin de böylesi "öldürücü gitarlara" önümüzdeki günlerde epey ihtiyacı olacak.





 SERKAN SEYMEN- Radikal Kültür  

0 yorum:

newer post older post